Sadık Yalsızuçanlar öyküsünün ana omurgasını çoğu zaman mistik ögeler oluşturur. Tasavvuf, bugünün dünyasından sürgün edilmiş olsa da Yalsızuçanlar, sufi gelenekle her zaman kontak halinde olmuştur. Bir flört ilişkisi diyerek geçiştirilecek gibi değildir bu bağ. Üstelik bir ayağını tasavvuf topraklarına sabitlemişken, diğerini modern dünyanın insanı küçülte küçülte cüceye dönüştürdüğü kocaman metropol şehirlerini arşınlamak üzere kullanan yazar, apartman apartman gezip öyküler devşirmekten geri durmaz. Şimdiki zamana ait olan bir hikâyeye derviş postu giydirerek mistik bir dünya kurar ve bunu öyle bir üslupla anlatır ki, zaman ve mekân sınırları ortadan kalkıverir. Bir yanımız Yediler, Kırklar; diğer yanımız dünya denen yükü taşımaktan yorulmuş tutunamayan insanlarla çevrilidir. Eyyüp Akyüz’ün Star Kitap ekinde yayımlanan yazısının tamamı