 |
TERCÜMANIN HİSSESİ...
Sikke-yi Tasdik-i Gaybi'nin Birinci Şua'sının İkinci Sual'i şöyledir:
"Şiddetle ve amirane denildi ki: 'Sen Risale-i Nur'un makbuliyetine dair Hazret-i Ali (ra) ve Gavs-ı Azam (ra) gibi zatların kasidelerinden şahitler gösteriyorsun. Halbuki asıl söz sahibi Kuran'dır. Risale-i Nur, Kuran'ın hakiki bir tefsiri ve hakikatının bir tercümanı ve mes'elelerinin bir bürhanıdır. Kuran ise, sair kelamlar gibi kışırlı, kemikli ve şuuru hususi ve cüz'i değildir. Belki Kuran, umum işaratiyle ve eczasiyle ayn-ı şuurdur, kışırsızdır; fuzuli, lüzumsuz maddeleri yoktur. Alem-i gaybın tercümanıdır. Sözler hakkında söz onundur, görelim o ne diyor?"
Üstad'ın cevabına geçmeden önce, sualdeki hususlara biraz yakından bakalım.
İlk cümlenin girişinden de anlaşılacağı üzre, sahabi, alim ve ariflerin birçoğu, eserlerinde Risale-i Nur'u ve Üstad'ı müjdelemişlerdir. Sikke-yi Tasdik-i Gaybi'de Üstad hazretleri, özellikle Hazret-i Ali'nin (ra) bu husustaki işaretlerini ayrıntılarıyla ortaya koyar. Burada adı geçen Gavs-ı Azam (ra)'dan da Risale-i Nur'un birçok yerinde söz eder. Abdulkadir-i Geylani için, 'kutsi mürşidim ve üstadım' der. İbn Arabi hazretleri, Gavs-ı Azam'ın halifesinin halifesidir ve O'nun hırkasını giymiştir. Oniki büyük tarikin en gürbüz damarı Hazret-i Gavs üzerinden gelir. Kendisi Seyyittir. O'nun Fütuhu'l-Gayb'ının Yeni Said'e geçiş sürecinde önemli bir tesiri söz konusudur.
tamamı... |

|
Mem u Zin'den...
" (...) Gözünün nurunu toprağa veren Zin eve dönünce
Bedenini bir titremedir aldı
Canın kafesi olan vücudunda bir sarsıntı oldu
Artık bu geçici dünyadan göçme anının geldiğini hissediyordu
Bey'e haber gönderdi, gelmesini diledi
Sbotan beyi kederlere boğulmuş olarak gelince,
'sevgili kardeşim' dedi, 'gayri yıldızım küsufa yüz tuttu, Mem'siz bir dünyada yaşamak bana haram kılınmıştır. Sana vasiyet ediyorum. Sakın cenazemde kimse ağlamasın. Kimsenin yüreği gamla dolmasın. Beni ilahi bir neşveyle kabristana taşımanızı istiyorum. Mem'in ayaklarının dibine gömülmek istiyorum'
Sesi gittikçe ferini yitirdi
Gözleri süzüldü
Bedeni ürperdi
Şafak sökümünde yıldızlar nasıl siliniyorsa semada
Öylece sönmeye yüz tuttu
Dilinden şu dizeler süzüldü
tamamı...
|